Nasrullah Camii

Kastamonu adı ile bütünleşen, Kastamonu’ nun en başta gelen simgelerinden birisi olan Nasrullah Camii, ecdadın gücünü, ihtişamını, zerafetini ve maneviyatını en güzel şekilde yansıtmasının yanında; Türk’ ün yeniden diriliş destanın yazıldığı Kurtuluş Mücadelesi esnasında da Mehmet Akif Ersoy’ un duvarlarında yankılanan aksi sedasıyla, Kastamonu insanın kahramanlığına ortak olma onurunu da yaşamış ender eserler arasında yer almıştır…
1506 yılında zamanın kadısı Nasrullah Kadı tarafından inşa edilen caminin üzerini örten dokuz adet kubbe, altı tane herkenarı 160 cm olan kare şekilli dört köşe paye üzerinde duran kemerlere bindirilmiştir. Caminin iç duvarlarını rengarenk süsleyen esma - ül Hüsna, hülefa – i raşidin ve aşere- i mübeşşere yazıları ihtişamın yanına zerafeti, heybetin yanına inceliği nakşetmiştir. Yazıların büyük çoğunluğu Kastamonu’ nun değerli hattatlarından Ahmet Şevki Efendi’ nin kalemine yansıyan sanatın eseridir. Cami, kubbe gövdesinde bulunanlar da dahil 40 adet pencere ile ışık almaktadır. Kuzey – batı köşesinde bulunan tek şerefeli minarenin tamamı  kesme taştan yapılmıştır.
Caminin banisi olan Nasrullah Kadı, Karamanlı müderris Yakup Efendi’ nin oğludur. Kadı ve müderristir. İstanbul’ un değişik medreselerinde müderrislik, Diyarbakır, Manisa ve Belgrad diyarlarında da kadılık yapmıştır. Gelibolu’ nun şehrköyü beldesi kendisine arpalık olarak verilmiştir.
Hazır cevaplılık ve nüktedanlıkta Nasreddin Hoca’ ya, dünyevi işlerde İbn- i sina’ ya benzetilen Nasrullah Kadı’ nın Kastamonu’ ya kazandırdığı sadece cami değildir elbette. Hemen caminin yanında bir tablo güzelliğiyle endamını sergileyen şadırvan da cami ile aynı tarihte inşa edilmiştir.  Suyundan bir içenin ömrü boyunca Kastamonu’ ya, ya yedi defa uğrayacağı, ya yedi yıl bu şehirde kalacağı inancı ne kadar gerçektir bilinmez ama, şadırvanın çağlayan suyuna uzanan ellerin şükürle dudaklara götürdüğü her yudum su da Nasrullah Kadı’ nın ruhu şad olmaktadır.


Yorumlar

Popüler Yayınlar