kastamonu tarihi

Türk – İslam Medeniyeti ile tanışana kadar Kastamonu
ve havalisinde sırasıyla Hititler, Kimmerler, Lidyalılar, Persler ve Romalılar
(Bizanslılar) hakimiyet sürmüş, Kastamonu ve havalisi ilk olarak 1075 yılında
Selçuklu komutanlarından Emir Karatekin tarafından zaptedilmiş, 1176
Miryakefalon Zarferinden birkaç yıl sonra da Çobanoğulları Beyliği’ nin
kurucusu ve ilk hükümdarı Emir Hüsamettin Çoban Bey tarafından, bir daha
Türklerin elinden çıkmamacasına fethedilmiştir.
Hüsamettin Çoban Bey’ in Kastamonu Kalesini fethi
esnasında, henüz 16 – 17 yaşlarında bulunan, bıyıkları daha yeni yeni terlemeye
başlamış olan genç Nalbant çırağı Yunus Mürebbi, Peygamber Efendimiz (SAV)’ in
rüyasında vermiş olduğu vazife ile bayraktarlığı üzerine almış ve Kastamonu
Kalesi’ nin burçlarına diktiği sancakla, vücudundaki onlarca okun müjdelediği
şehadet şerbetini sancağı dalgalandırarak içmiş, İstanbul’ un Ulubatlı Hasan’
ından asırlar önce Kahramanlık destanlarından birisine imzasını atmıştır. Yunus
Mürebbi’ nin diktiği bayrak değil ama, onun şehadet şerbetini içtiği yerde ay –
yıldızlı bayrağımız hala gururla dalgalanmaktadır.
Kastamonu Emir Hüsamettin Çoban Bey tarafından
fethedildikten hemen sonra, yörede imar faaliyetlerine hızla başlanılmıştır.
Öncelikle, Kastamonu Kalesi’ nin Emir Karatekin zamanında yapılan kuşatması
esnasında günümüzde de Kale Kapısı olarak bilinen yerde, Kastamonu Kalesi’ nin
dış kapısının bulunduğu muhitte şehit düşen Büyük Selçuklu komutanlarından birisi
olan Aşıklı Sultan’ ın türbesi inşa edilmiş, Eyüp Sultan Hazretleri ile beraber
İstanbul’ un fethi için yola çıkan ve Eyüp Sultan Hazretlerinin yol arkadaşı
olan sahabeden Kays’ ül Hemedani El Asgari Hazretlerinin medfun bulunduğu ve
günümüzde Hepkebirler Türbesi olarak bilinen türbe ortaya çıkarılmıştır.
Çobanoğulları Beyliği’ nin tarih sahnesindeki hayatı
yaklaşık 105 yıl sürmüş ve bu bir asırlık dönem içersinde;
1. Hüsameddin Çoban Bey : 1204 / ? : ?
Yıl
2. Alp-Yürük Bey : ?
/ 1280 : ? Yıl
3. Muzaffereddin Yavlak Arslan: 1280/ 1291: 11
Yıl
4. Nasıreddin Mahmud Bey :
1291/ 1309: 18 Yıl
Çobanoğuları Beyliğinin hükümdarı olarak
tarih sahnesindeki yerlerini almışlardır.
Çobanoğulları Beyliği hükümdarlarından
Hüsamettin Çoban Bey, Selçuklu Devleti içersinde ilk deniz aşırı seferi
gerçekleştiren ve ilk deniz aşırı fethi gerçekleştiren komutan olarak, beyliğin
son hükümdarı Nasıreddin Mahmud Bey ise Türk kültürünün önemli isimlerinden
Nasreddin Hoca olarak Kastamonu adını tarihe altın harflerle yazdıran mümtaz
şahsiyetler arasında yer almışlardır.
Çobanoğulları Beyliğinden günümüze
Frenkşah Hamamı, Atabeygazi Camii, Yılanlı Külliyesi, Vakıf Hamamı, Aşıklı
Sultan Türbesi, Atabeygazi Türbesi, Atabey
Hanı, Karalık Evliya Türbesi ve Vehbi Gazi Türbesi ile Taşköprü
ilçemizdeki Hüsamettin Çoban Bey Türbesi ulaşabilmiştir.
Çobanoğulları Beyliğinin ardından
Kastamonu’ da Candaroğulları Beyliği hüküm sürmüştür.
Beyliğin kurucusu ve ilk hükümdarı olan
Şemseddin Yaman Candar Bey, beyliğini Eflani ve havalisinde 1291 yılında kurmuş
ve 18 yıl boyunca bu havalide beylik hayatını idame ettirmiştir. Beyliğin
ikinci hükümdarı olan Şücaeddin Süleyman paşa, Çobanoğulları Beyliğinin son
hükümdarı Nasıreddin Mahmud Bey’ i sarayında gafil avlayarak 1309 yılında Çobanoğulları
Beyliğini tarihin sayfaları arasında gömerken Kastamonu’ da da Candaroğulları
dönemini başlatmıştır.
Tarih sahnesinde 170 yıl kalan
Candaroğulları Beyliği, sırasıyla şu hükümdarlar tarafından idare edilmiştir.
Candaroğulları
Beyliği : 1291 – 1461 : 170 YIL
1. Şemseddin Yaman Candar Bey : 1291 /
1309 : 18 Yıl (Bu dönemde Kastamonu’ da Çobanoğulları Beyliği hüküm
sürmekteydi.Şemseddin Yaman Candar Bey, Eflani ve havalisinde hüküm
sürmekteydi.)
2. Şücaeddin Süleyman Paşa : 1309 / 1340: 31 Yıl
3. 1. İbrahim Bey : 1341 / 1345:
4 Yıl
4. Yakup Bey :1345 / ? : ?
yıl
5. Adil Bey : 1345 / 1361: 16 Yıl
6. Celaleddin Kötürüm Beyazıt: 1361 /
1385: 24 Yıl
7. 2. Süleyman Paşa : 1385 / 1392: 7 Yıl
8. İsfendiyar Bey : 1392 / 1439: 47 Yıl
9. Taceddin İbrahim Bey : 1439 / 1443 : 4 Yıl
10.Kemaleddin İsmail Bey : 1443 / 1461 : 18 Yıl
11.Kızıl Ahmed Bey : 1459 / 1461 : 2 Yıl
Kemaleddin İsmail Bey 1459 – 1461
yılları arasında Sinop’ ta hükümdarlık yaparken, aynı yıllarda Kastamonu’ da
Kızıl Ahmed Bey hükümdarlık yapmıştır.
Kastamonu, tarihindeki en parlak, en zengin, en şaşalı
dönemini Candaroğulları Beyliği döneminde yaşamıştır. Özellikle Fatih Sultan
Mehmet han’ ın öz dayısı olan Beyliğin 10. hükümdarı Kemalettin İsmail Bey
döneminde Anadolu’ nun en zengin, en kültürlü, en gösterişli şehri olan
Kastamonu’ yu bir ilim, irfan yurdu yapan başlıca amil Candaroğulları
Beyliğidir. Beyliğin son hükümdarı Kemalettin İsmail Bey, İstanbul’ un fethinde
büyük yararlılıklar göstermiş, Fatih’ in Bizanslılara gönderdiği elçiler
heyetinin başkanlığını yapmış ve Fatih 1461 yılında kendi üstüne yürüdüğünde, o
zamanlar Osmanlı’ dan kat kat üstün bir ordu ve askeri tekniğe sahip olmasına
rağmen şu veciz sözleri söyleyerek “ Biz Sultan Mehmet’ e iki cihetten dolayı
kılıç çekemeyiz; birincisi, O İki Cihan Serveri Hz. Muhammed (SAV) Efendi’
mizin övgüsüne mahzar olmuş bir kumandandır. İkincisi ise, onun askeri İslam
askeridir.” diyerek beyliğini Osmanlı’ ya ve Fatih’ e kendi eliyle teslim etmiştir.
Candaroğulları Beyliğinden günümüze kalan eserler
arasında İsmail Bey Külliyesi, İsmail Bey Hamamı, Bey Hamamı, Musa Fakih Camii
ve Türbesi, İsfendiyar Bey Camii önemli yer tutmaktadır.
1461 yılından 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’ nin
kurulmasına kadar Osmanlı Devleti Hakimiyetinde kalan Kastamonu bu uzun dönemde
Osmanlı’ ın önemli vilayetleri arasında yer almıştır. Bu günkü idari
yapılanmada birer il konumunda bulunan Bolu, Karabük, Zonguldak ve Bartın
illeri asırlar boyunca Kastamonu Vilayetinin birer sancağı konumunda
bulunmuşlardır. Osmanlı’ dan günümüze ulaşan eserlerin en önemlileri ise,
Nasrullah Külliyesi, Hz. Pir külliyesi, Yakupağa Külliyesi, Benli Sultan
Külliyesi, Aşirefendi Hanı, Yanıkhan, Balkapanı Hanı, Cem sultan Bedesteni,
Arabapazarı Hamamı, Yeni Hamam, Şeyh Şaban- ı Veli Türbesi, Kırkodalı Konağı,
Hükümet Konağı, Belediye Sarayı, Abdurrahmanpaşa Lisesi, Kız meslek lisesi,
Sanat Okulu, Livapaşa Konağı ve Memleket Kütüphanesi olarak sıralanabilir.
Yaklaşık 9 asırdır Türk – İslam hakimiyeti içersinde
bulunan Kastamonu, bu uzun asırlar boyunca Anadolu’ nun işgal görmemiş, düşman
çizmeleri tarafından kirletilememiş ender illeri arasında yer almıştır. Ancak,
buna rağmen Kurtuluş Savaşında en çok veren üç il arasında yer aldığı gibi, Çanakkale
Zaferine kanlarıyla imzasını atan neferlerin 93 bini de Kastamonuludur.
Tarihinde bir ilim irfan merkezi olan Kastamonu,
Anadolu’ da kurulan ilk lise (Abdurrahmanpaşa Lisesi), ilk sanat okulu (
Endüstri Meslek Lisesi) ve ilk Kız Okulu (Kız Meslek Lisesi)’ na sahip olmakla
gurur duymaktadır.
Sadece Anadolu’ da açılan ilk mektepleri ile değil;
Osmanlı’ nın en büyük şairlerinden birisi olan Latifi, Osmanlı’ nın en büyük
kadın şairlerinden Zeynep, Hababam Sınıfı’ nın yazarı Rıfat Ilgaz, Bu Vatan
kimin şiiri dillere dolanan Orhan Şaik Gökyay gibi edebiyat büyükleri de
Kastamonu’ nun birer gururudur elbette.
Bunun yanında, Peygamber Efendimiz’ i görmek,
sohbetinde bulunmak gibi dünyadaki en büyük nimete sahip olan bahtiyarlardan
birisi olan Kays’ ül hemedani El Asgari Hazretlerinden Müfessir_ i Alaaddin’ e,
Şeyh şaban – ı Veli’ den Mehmet Feyzi Efendi’ ye asırlardır bu iklimde
maneviyat teneffüs eden ve bu iklime de maneviyat teneffüs ettiren evliyaları
karşısında da el pençe durmaktadır Kastamonu…
Yorumlar
Yorum Gönder